27 Şubat 2011 Pazar

Hesap Kesmeye Ön Hazırlık

Adnan Polat,bu sabah futbolcuları,apar topar kulüp binasına çağırmış.Avrupa kupalarına katılmanın,tek yolun Türkiye Kupasından geçtiğini belirterek,onlardan bu maçı mutlaka kazanmalarını istemiş.Aksi halde faturayı onlara keseceğini belirtmiş.

Şimdi bu haraketi olumlu,olumsuz bulanlar olacaktır.Senelerdir yapılan onca hatadan sonra,takımın düştüğü durum ortada.Allahınızı seviyosanız söyleyin,bu takım böyle Azizvari davranışlarla mı düzelir?Bu takımın bu duruma düşmesinde baş sorumlu olanlar,yine, faturayı futbolculara ve teknik heyete kesme peşinde.Bıkmadan usanmadan,bir sürü futbolcu ve hoca kurban edildi.Kardeşim hata sizde işte,futbolu yönetemiyorsunuz.İdari yönetim,maddi kazanç falan hikaye.Eğerki bunlar sportif başarıya sebep veriyorsa işe yarar.Sen istediğin kadar mali durumu düzelt,bilmem kaç Uefa kriterlerini yerine getir,sportif başarı gelmedikten sonra hepsi palavra.Artık Türkiye'de futbol eskisi gibi değil.Anadolu takımları çatır çatır büyüyor.Şampiyon bile çıktı,hala göremiyorsunuz.Çağdışı kalma tekniklerle koskoca Galatasaray yönetilemez artık.Adamlar zaten futbol oyanamaktan aciz,bir de sen gidiyorsun iyice baskı altına alıyorsun.Yarım akılları da senin sayende yok olup gidecek.Ligin en formda takımıyla oynayacaksın.Oluşmasına senin neden olduğun bu takımın,o takım karşısında hiç şansı yok.Valla değil futbolcuları izin gününde kulübe getirip gözdağı vermek,ölümle de tehdit etsen olmaz Adnan Polat.Sen önce yukarıdaki fotodaki ekürinle birlikte öde şu hesabı.Ödeyinde kurtulsun artık Galatasaray...

Trabzon 3 - Kayseri 3 / Müthiş Maç

Sadri Şener,Volkan Babacan'ın Fenerbahçe maçındaki hatasından gelen gole gönderme de bulunurak,umarım aynı hatayı bizim maçta da yaparlar demişti.Dilediği oldu ve Trabzon maça Süleymanu'nun hatasından gelen golle,önde başladı.Ama Trabzon bu golü koruyamadı.Fenerbahçe o maçta Kayseri'nin oyuna ortak olmasına engel oldu,skoru korudu.Benim hatırladığım skor 1-0 iken tek bir pozisyon haricinde,pozisyon vermemişti Kayseri'ye.

Selçuğun olmaması Trabzon adına büyük kayıptı.Collman maalesef eskisi gibi formda değil.Ceyhun'la beraber etkisiz kaldılar.Bu durum topun Kayseri'de kalmasını sağladı.Oyunun geneline baktığımızda Kayseri daha iyi oynadı diyebiliriz.Onlarda ligin iyi takımlarından.Devre arasında yaptıkları yabancı transferlerinden sonra epey güçlendiler.Amrabat inanılmaz oynuyor.Ziani kendini bulmuş gibi görünüyor.Kujoviç etkili bir forvet.Bu adamların takıma etkisi çok büyük.Kayseri,Şota gibi değeri asla kaybetmemeli.Daha ilk senesinde böylesine yarışmacı bir takım yaratması,gelecek adına umut veriyor.

Trabzon'un bu gergin haliyle liderliği fazla sürdürümeyeceği ortadaydı.İlk yarıdaki görüntülerini maçın çok az bölümüne yansıtabiliyorlar.Eğer ki o tempoyu daha uzun süreye yayabilirlerse yarışta sonuna kadar kalırlar.Açıkcası Trabzon'un şampiyopn olmasını çok istiyorum.Ama görünen köy kılavuz istemiyor.Fenerbahçe inanılmaz bir çıkış yakaladı.İçeride dışarıda kazanıyorlar.Skoru bulduktan sonra korumasını iyi biliyorlar.Ne yazık ki sonunda gülen taraf onlar olacak gibi.Umarım yanılan ben olurum...

26 Şubat 2011 Cumartesi

Gidin Artık

Galatasaray'ıma,Armaya canım feda.Yensin,yenilsin farketmez,sevgim azalmaz,aksine her geçen gün daha büyür.Üstelik benim bu sevgiden hiç bir menfaatim yok,insan sevdiği kadından bile fedakarlık bekler,ilgi bekler,sevgi bekler.Ben Galatasaray'ımdan hiç bir şey beklemedim.Senelerdir karşılıksız sevdim,yendi sevdim,yenildi daha çok sevdim.Benim isyanım Galatasaray'a olamaz,benim isyanım,bu yüce takımın bünyesinde bulunan ruhzuslara,paragözlere ve arma sevgisinin yakınından geçmeyenlere.Taraftarı müşteri gibi gören,her başarısızlıkta suçu futbolculara ve teknik direktöre bağlayan,her geçen gün koskoca Galatasaray'ı taşakoğlanına çeviren yönetimedir isyanım.Allahınızı seviyosanız gidin artık bu klüpten,birazcık haysiyetiniz,gururunuz varsa bırakın gidin.Yine suçu futbolculara keseceksiniz,Hagi'ye keseceksiniz.Ulan Skibbe suçlu,Rijkaard suçlu,Gerets suçlu,Lincoln suçlu,Elano suçlu,Jo suçlu,Dos Santos suçlu,Keita suçlu da siz mi masumsunuz?Kaç yıldır başarısızlığın faturasını bu adamlara ödettiniz de,ne değişti?Şimdi başarılımıyız?Her geçen gün daha da dibe vuruyoruz.Bir kez de şu hesabı siz ödeyin be!!!

25 Şubat 2011 Cuma

Buca 0 - Bursa 2

Bursa adına şampiyonluk yolunda önemli bir maçtı.Son 2 haftada kaybedilen 5 puandan sonra,kaybedilecek puanların telafisi iyice zorlaşacaktı.Maça bu bilinçle başladılar.İyide başladılar.İlk 10 dakika rakip kalede baskı kurdular.Ne var ki sonuç çıkmayınca,ilerleyen dakikalarda Buca'nın da maça ortak olmasıyla,maç orta saha mücadelesine döndü.Her 2 takımda buldukları pozisyonları değerlendiremeyince ilk yarı golsüz sonuçlandı.

2.yarıya golle başladı Bursa.Her zaman en büyük silahları olan duran toptan geldi gol.Bu dakikadan sonra işler Bursa'nın istediği gibi gitti,Buca kısıtlı hücum hattıyla zaman zaman pozisyonlara girse de başarılı olamadı.Kenny Miller'ın usta işi golüyle de Bursa şampiyonluk yarışında önemli bir galibiyete ulaştı.

Bu arada maç 1-0 Bursa lehine devam ederken,Ertuğrul Sağlam'ın Ergiç-İnsua değişikliği enteresandı.Ertuğrul Sağlam'dan daha önceleri bu tür hamleler görmemiştim.O değişiklikten sonra maç 2-0 gitsede,belli bir süre orta sahayı Buca'ya verdikleri de bir gerçek.Bu bölümde gol yeselerdi,epey bir eleştri alırdı.Ama kazanan haklıdır her zaman.

İnsanmısın Lan Sen ?!?!

Bilica gece yarısı,kırmızı ışıkta duran,motorsikletli kuryeye arkadan çarpıp,sonrada kaçmış.Mobese'lerde ki görüntülerde açık bir şekilde görülüyor.Şimdi bir insan kaza yapabilir.İçmiştir,morali bozuktur ya da dalgındır vs...Bütün bunlar anlaşılır.Ama anlayamadığım,bir insan kazaya sebebiyet verdikten sonra,mağdur olan insanı yüzüstü bırakıp nasıl kaçabilir.Bu ne insanlığa sığar,ne de vicdana..Gerçi bunu yapan Bilica olunca çok şaşırmamak lazım.Türkiye'ye geldiğinden beri,yapmadığı pislik kalmayan,karaktersizliği sıfatına yansımış bu yavşaktan beklenmeyecek bir şey değil .

Şimdi buna benzer bir olaya bizim futbolcumuz karışsaydı neler olurdu?Hayal edebiliyormusunuz?Hele Arda karışsaydı,bırakın kaçmayı,sadece kazaya sebebiyet vermesi bile idam edilmesine sebepti!.Ama bu yavşağın haberi doğru dürüst yayınlanmıyor bile.Ne diyeyim,inşallah cezasını bulur bu insanlıktan çıkmış hayvanoğlu
hayvan ve tez zamanda ülkeyi terkeder...

22 Şubat 2011 Salı

Nefret Unsuru / Lugano

Bazı futbolcular vardır,gönül verdiğin takımda oynasa baş tacı edeceğin,rakip takımda oynasa nefret edeceğin.Lugano'da onlardan birisi.Galatasaray'da oynasa efsane olurdu,eminim.En azından kendi açımdan böyle düşünüyorum.Ama çirkefliği,en ufak bir faul pozisyonunda bile suratının aldığı o iğrenç hal ve nefret ettiğim Fenerbahçe'de oynaması,ondan doğal olarak tiksinmeme neden oluyor.Geçen sene Bilica ve Emre'nin gölgesinde kalsa da bu sene yaptıklarıyla tekrar bir numaraya oturdu.Yetenekli bir defans oyuncusu olduğu ve takımına çok katkı sağladığı bir gerçek ama adam aşırı antipatik.Her duran top pozisyonun da,rakibini cimciklemesi,tahrik etmesi,hakeme hemen her pozisyon itiraz etmesi,sinir katsayımı arttırıyor.Fenerbahçe maçlarını izlerken,bu adam gördüğümde yüzümü çeviriyorum.Öyle böyle nefret değil.Ben futbolcu olsam,her türlü cezayı göze alıp,bu herifin ağzını yüzünü kırardım,eminim.Bu herifle karşılıklı oynayıp ta sinirlerine hakim olan futbolculara helal olsun.Umarım bir gün bu ülkeyi terk eder ve bir daha dönmez...

21 Şubat 2011 Pazartesi

Manisa 1 - Trabzon 2

9 Puanlık farkın 3 haftada erimesinden sonra,Trabzonspor'u panik havasının sardığı bir gerçek.Son 2 hafta da alınan 2 kritik galibiyette son dakikada gelen gollerle kazanıldı.Sezonun ilk yarısında oynadıkları güzel futbolu maçın geneline yansıtamıyorlar.Kuşkusuz bunda takımın içinde bulunduğu stres ortamının da etkisi büyük.

İlk yarıda Trabzon'lu oyuncular bir türlü istediklerini sahaya yansıtamadılar.Gerginlikleri yüzlerinden okunuyordu.Bir de bunun üstüne büyük takımlara ters gelen bir futbol anlayışına sahip Manisaspor faktörüde eklenince,ilk yarı mağlup kapatıldı.Açıkcası ilk yarıdaki tabloya bakınca Trabzonspor'un maçı çevireceğini düşünmemiştim.Ama Jaja'nın sahne almasıyla 2. yarıya fırtına gibi girdiler.Üst üste yapılan atakların sonucunda,Jaja'nın asisti Umut'un şık plasesiyle eşitlik sağlandı.Bu dakikadan sonra,sahada gezinen Colman'ın yerine Alanzinho'nun alınmasıyla,takım daha bir iyi oynamaya başladı.2. Gol gelene dek,bir çok fırsattan yararlanamadı.Tabii bu esnada İsaac Promise'nin pozisyonunu da unutmamak lazım.Trabzon'un en etkili olduğu dakikalarda o pozsiyon gol olsa şimdi farklı şeyler konuşuyor olabilirdik.Geçen hafta Sivas'ta bu hafta Manisa'da yaptığı kurtarışlarla Onur,Trabzon'un galibiyetinde önemli rol oynadı.Alanzinho'nun müthiş golüyle gelen galibiyet Trabzon adına çok önemli.Önlerindeki Kayseri ve Beşiktaş maçını kazasız belasız geçtikleri takdirde,şampiyonluk yolunda özgüven kazanacaklardır.Bu maçlardan alınacak 6 puanın hayati önemi var.Bu akşam 2. yarıda oynadıkları futbolu,maçın geneline yayabilirlerse,kazanmaya devam ederler.Ama takımın içinde bulunduğu ortam buna izin verirmi bilmiyorum.

20 Şubat 2011 Pazar

Beşiktaş 2 - Fenerbahçe 4 / Ferrari'nin Hediyesi

Son zamanlarda izlediğim en iyi derbilerdendi.Fenerbahçe maça çok iyi başladı.Maçın başında buldukları golden sonra,skoru korumak yerine farkı açma yoluna gittiler.Benim sayabildiğim 4 tane net pozisyonu değerlendiremediler.İlk 30 dakika itibariyle Fenerbahçe maçı 4-0'a getirebilirdi.Değerlendiremedikleri pozisyonlardan sonra,hakimiyeti yavaş yavaş Bjk'ye verdiler ve 5-10 dakikalık bir baskıdan sonra Ekrem'in müthiş golü geldi ve ilk yarı bu şekilde bitti.

2.Yarıya ilk yarının aksine iyi başlayan taraf Beşiktaş'tı ve çok geçmeden İ.Toraman golüyle 2-1 öne geçtiler.İşte bu dakikalardan sonra,ilk yarıda Fenerbahçe'nin teptiği fırsatları bu sefer Beşiktaş tepmeye başladı.Bu bölüm içinde Ferrari'nin Lugano'yu,tıpkı geçen sene Carlos'un Keita'yı kucakladığı gibi kucakladığı pozisyonda Cüneyt Çakır yüzde yüz penaltıyı vermedi.Maç Fenerbahçe'nin aleyhine bitse ortalık yangın yerine çevrilecekti:)Cüneyt Çakır yesin içsin dua etsin Fenerbahçe maçı kazandı,yoksa başı çok fena derde girecekti.Daha sonra Almeida'nın kaçırdığı yüzde yüzlük gol ve Ferrari'nin Lugano'ya attığı anlamsız dirsek bir anda bütün ibreyi Fenerbahçe'ye döndürdü.Bu dakikadan sonra sahada sadece Fenerbahçe vardı ve Alex'in sazı eline almasıyla İnönü'de tarihi bir galibiyet aldı.

Maçın geneli itibariyle Fenerbahçe kazanmayı hak etti.Maçı çok daha erkende koparabilirlerdi.Hoş maçı koparma fırsatı Beşiktaş'ın da eline geçti,ama Ferrari takımına adeta ihanet ederek,derbi zaferinin,derbi rezaletine dünüşmesine neden oldu.Fenerbahçe bu galibiyetle şampiyonluk yolunda müthiş bir avantaj elde etti.Trabzon bu gergin haliyle ne kadar seri yakalayabilir bilemem ama Fenerbahçe,zaten hali hazırda bulunan galibiyet serisini rahatlıkla devam ettirebilir.

Kayseri 2 Antalya 0 / Şota'nın Takımı

Şota'nın gelmesinden sonra Kayseri,cins yöneticilerine rağmen sempatik olmaya başladı.Şota yıllarca Luis Van Gaal ile çalışmış olmanın avantajını iyi kullanmış.Ondan çok şey kapmış.Daha ilk senesinde Kayserispor'u ligin istikrarlı takımlarından biri yaptı.Ankaragücü'nden sonra,Antalya'yı da son dakikada bulduğu gollerle yendi.2.yarı itibariyle evinde oynadığı 3. maçtan da galip ayrıldı.

Antalya beraberliğe yattığı maçlarda başarılı oluyor.Sert defanslarıyla her takıma bela olabilecek kapasitedeler.Bu günde maçın genelinde istekli oynayan,sürekli golü düşünen Kayseri'ye sorun çıkardılar.Uzunca bir süre direnç gösteren Antalya,Selim Teber'in kullandığı kornerde Emir Kujoviç'in kafasına engel olamadı.Kayseri oynadığı oyunla bu 3 puanı haketti.Hiç bir şartta pes etmediler,sürekli golü düşündüler ve galip geldiler.

Şota'yı futbolculuk döneminde de çok severdim.O zamanların meşhur programı Televole sayesinde evimizden biri gibi olmuştu.İyi bir oyuncu olması dışında,sempatik,cana yakın ve karakterli bir kişilikti.Yıllar sonra Td olarak geldiği ülkemizde,tıpkı oyunculuk döneminde olduğu gibi derin izler bırakacak gibi görünüyor.Onun başarılı olmasını çok isterim.İlerde Galatasaray'ın başına geçmesini de çok isterim.Şota ve Archil'in 2 golden sonra  ellerindeki çözemediğim bir aletle,birbirleriyle konuşması görülmeye değerdi.Archill herşeyiyle kardeşinin yanında belli ki.Hatta tribünde ondan daha heyecanlı duruyor.Resmiyette olmasa bile Archil'de bu takımın TD'ü sayılabilir.

BJK-FB / Shuster'in Kader Akşamı

Sezona iddialı transferle başlayan Beşiktaş,takım olamamanın vermiş olduğu sıkıntıyı yaşıyor.Özellikle hücum hattı Türkiye standartlarının çok üstünde.Ne var ki takım defansında yaşadıkları sorunlardan dolayı,zirve yarışından erken koptular.Belki bundan 5 yıl evveli olsa bu kadro çok iş yapardı ligde ama şimdi şartlar değişti,anadolu takımları eskisi gibi kolay lokma değil.Başarılı olmak için takım olmak gerekiyor.Beşiktaş şu anda bunun sıkıntısı çekiyor.Takım olmak içinde belli bir dönemden geçmek lazım.Ne yazıkki Türkiye'de herkes hemen başarı bekliyor.Kısa vadede gelmeyen başarılar yüzünden camiaların kaderiyle oynanıyor.Önümüzde o kadar çok örnek var ki,Tigana,Skibbe,Rijkaard,Del Bosque ve Aragones ilk aklıma gelen isimler.Hepsi de kısa vadede başarı yakalayamadıklarından dolayı,Türkiye kariyerleri kısa sürdü.Bu isimlerden en az birine sabredilse çok farklı şeyler olabilirdi.Aynı şey Shuster'de yaşanıyor.Bana kalırsa kalitesi tartışılmaz bir TD.Ama ülke şartları böyle,adama söylenmeyen kalmadı.Büyük ihtimalle de bugün-yarın o da yollanacak.Shuster'de tıpkı Rijkaard gibi rakibe göre sistemi olmayan bir hoca.Sürekli aynı sistemle oynama derdinde.Bu anlamda eleştirilmeleri doğal karşılanabilir ama kafalarında ki sistemi takıma monte ettikleri zaman bir çok şeyi değiştirebilirler.Bunun için de sabır gerekli,istedikleri transferlerin yapılması gerekli ve en önemlisi de rahat bırakılmaları gerekli.Tüm bu şartlar sağlandığında başarı elbet gelecektir.

Bu akşam oynanacak derbi Shuster'in son şansı gibi görünüyor.Her ne kadar yöneticiler,sürekli hocalarının arkasında olduklarını iddia etselerde,zaman bunun tersini gösteriyor.Bunun örneklerini çok yaşadık.Önce ligden,sonra da büyük beklentileri olan Uefa'dan elenme noktasına geldiler.Belki bu akşamki maçın sıralamada  çok önemi yok ama rakip Fenerbahçe olunca,alınacak bir galibiyet bir anda herşeyi unutturabilir.Futolcular ve teknik heyette bunun farkında olmalı.O yüzden bu maça yüksek konsantrasyonla çıkacakları aşikar.Bu durum Beşiktaş adına avantajmıdır yoksa dezavantajmıdır tartışılır.Son dönemlerde Bjk ne zaman Fenerbahçe karşısına mutlak galibiyet parolasıyla çıktıysa kaybeden taraf oldu.Özellikle son 5 yılda İnönüde Fenerbahçe'nin üstünlüğü göze çarpıyor.Geçen sene nispeten daha rahat çıktıkları maçta Fenerbahçe'yi farklı mağlup etmişlerdi.

Shuster büyük ihtimalle yine hücumcu bir takımla çıkacaktır sahaya.Bu durumda orta sahayı Fenerbahçe'ye bırakma ihtimalleri yüksek.Hem taktik-teknik açıdan hemde son haftalarda yaşananlardan dolayı Fenerbahçe ağır favori maçta.Ama derbi maçlarında favori olanlar,çoğu zaman boynu bükük ayrılmıştır sahadan.İçimden bir his Beşiktaş'ın bu akşam kazanacağını söylüyor.Belli mantık çerçevelerine sığdıramasam da durum böyle.Belki de bunu temenni ettiğimdendir:)

19 Şubat 2011 Cumartesi

Galatasaray 1 Buca 0


Eskişehir maçından sonra takıma dair beklentilerimiz artmıştı.Uzun bir aradan sonra,oynanan güzel futbol ve skor umutlandırmıştı bizi.O maçın hemen ardından ligin en formda takımlarından biri olan Gaziantep karşısında bir varlık gösteremedik ve sil baştan geriye döndük.Geleceğe dair umutlarımız yine sekteye uğradı.Belkide o hafta Gaziantep'le karşılaşmamız şanssızlık olarak nitelendirilebilirdi.En azından ben öyle düşünmüştüm ama bu akşam gördüm ki yanlış düşünmüşüm.Özellikle ilk yarı tam anlamıyla kabus gibiydi.Bir tek Culio'nun çabalarıyla pozisyon üretmeye açlıştık.Baroş uzun zamandır oynamamanın ve takımında iyi olmaması nedeniyle ilk yarı gezindi durdu sahada.Son haftaların formda ismi Stancu'nun ismini ilk duyduğumda dakikalar 20 küsürdü herhalde.İlk yarıda sadece duran toptan,Servet'le pozisyona girdik,gerçi o pozisyonda hakemin penaltı vermesi lazımdı ama içimden hakeme isyan etmek te gelmiyor artık.Bucaspor ilk yarı 2 tane net pozisyona girdi.Beklenilenin aksine,dirençli oynadılar.Bu takım Fb ve Bjk'den tam 10 gol yemişti.

2.Yarı daha istekli başladık,ilk yarıya oranla daha iyi oynamaya başladık.Stancu'nun ofsayt gerekçesiyle sayılmayan golünden sonra,oyunda hakimiyeti ele geçirdik.Her kaçan pozisyondan sonra,rakibin direnci daha arttı ve defansımızın arkasına sarkarak,ciddi pozisyonlar yakaladılar.Özellikle Mendy'nin sağ taç çizgisinden alıp kale dibine kadar indiği pozisyonda,boştaki arkadaşına düzgün pas verememesi sayesinde gol yemekten kurtulduk.Buca maç boyunca çok ciddi pozisyonlar buldu,şansları yanlarında olsaydı,maçtan puanlarla ayrılabilirlerdi.Tam oyundan düştük dediğimiz anda,Sabri ile başlayan Kazım ile devam eden ve Culio ile sonlanan golle öne geçtik.Bu dakikadan sonra yaşananlar tıpkı,2.yarının ilk maçı olan Sivasspor maçına benzedi.1-0 önde olmamıza rağmen,kontradan ciddi bir pozisyon verdik.Maçın iyilerinden Cana'nın neden olduğu hatayla kaleciyle karşı karşıya kalan Mendy düzgün bir aşırtma yapsa,2 puan kaybedecektik.Kupadaki Gaziantep maçında da benzer durumlara düştük.3-0 önde götürdüğümüz Eskişehir maçında da aynı şeyler oldu.Takım öne geçince panikliyor.Buna çözüm bulamazsak,öne geçtiğimiz bir çok maçta geriye düşebiliriz.

Genel olarak iyi oynamadığımız bir maçtı.2.yarıdaki performansıyla Stancu ve Kazım,maç genelindeki performansıyla Culio'yu beğendim.Galibiyet golünün Culio'dan gelmesi sevindiriciydi.Herşeye rağmen galibiyet güzel ama,geleceğe umutla bakmak pek mümkün görünmüyor şu anda.Ama şu da var ki,ligde iddiamız olmasa da,kötü de oynasak,rakiplerimizin çok çok gerisinde de olsak,her maç yenilsek dahi Galatasaray'ı izlemek,onunla sevinip,onunla üzülmek herşeye bedel.Özellikle bu sene Galatasaray'a olan sevgim daha da arttı.Boşuna dememişler aşk acısı da güzeldir.İşin içinde Galatasaray varsa,herşey güzel,gerisi palavra.

18 Şubat 2011 Cuma

Eskişehir 2 Sivas 1

Düşme hattında bulunan Sivasspor ile üst sıralara tırmanmaya çalışan Eskişehirspor'un maçı zevkli geçmeye adaydı.Maçın geneli beklentileri karşılar nitelikteydi.Göze hoş gelen futbol olmasada,mücadele gücü yüksek bir maçtı.

Sivasspor 2.yarıya zor bir fikstürle başladı.Geride kalan 4 haftada Galatasaray ve Bursa ile deplasmanda,Antalya ve Trabzon ile evinde karşılaştı.Bu maçlardan sadece bir puan alabildi.Bu zorlu periyot da en azından bir galibiyet bir beraberlik alsalardı,düşme hattındaki rakiplerine karşı avantaj yakalayacaklardı.Kaybettikleri 3 maçta da son dakikalarda yedikleri golle yenildiler.3 maçta dirençli oynadılar ama şans yanlarında olmadı.

Bu akşamki maçında, o 3 maçtan farkı yoktu.Son zamanlarda sahasında başarılı sonuçlar alan Eskişehir'e karşı iyi mücadele ettiler.Son dakikalarda M.Yıldız'ın kaçırdığı gol kırılma noktası oldu.Son dakikada gelen gole engel olamayarak,maçı kaybettiler.Kamil Grosicki önceki maçlara göre tutuktu.Sol bek Ziya ve orta sahanın göbeğinde oynayan Kadir Bekmezci'yi beğendim.Sivasspor,düşme hattında çekiştiği Buca'dan da,Konya'dan da iyi bana göre.Ligde kalmaları yüksek ihtimal.

Eskişehirspor çok iyi oynamadı bugün.Serdar'ın attığı golün hemen akabinde,Diego'nun kendi kalesine attığı gol gelmese belki maçı daha erken koparabilirlerdi.Bülent Uygun ile Eskişehir'in kimyası tutacak gibi görünüyor.Kısa zamanda futbol anlayışını takıma adapte etmiş.Sivasspor ile başarılı olduğu dönemlerde de buna benzer futbol vardı.Önümüzdeki sene yapılacak takviyelerle çıtayı daha da yükseltebilirler.

Son dakika da gelen golden önce yaşananlar ilginçti.Eskişehir'in kazandığı frikiği kullanmak için Pele ve Sezer nerdeyse birbirine girecekti.Hatta Sezer sarı kart gördü.Bu olayın hemen ardından,Pele'nin frikiği gole çevirmesinden sonra,Sezer'in hiç sevinmemesi ise şaşırıtıcıydı.Zamanında Mesut Bakkal'a(Geçen sene Manisaspor'un başındayken)çok kızmıştım,Sezer'i kadro dışı bıraktığı için.Ama anlaşılan o ki pekte haksız değilmiş Mesut Hoca.Takımı için mücadele eden oyuncu,her ne kadar tartışmış olsa dahi,takım arkadaşının attığı gole sevinirdi.Takımı gol yemiş gibi üzüldü o golden sonra.Futbolunu beğendiğim Sezer'in bu tavrı beni hayal kırıklığına uğrattı.Maçın bitiminde Diego ve Pele'nin gözyaşları görülmeye değerdi...

17 Şubat 2011 Perşembe

Beşiktaş 1 D.Kiev 4


Maç öncesi tahminde bulunamamıştım.Nedeni D.Kiev'in bu sezonki performansı hakkında bir fikrim olmayışı ve uzun zamandır resmi maça çıkmamasıydı.Beşiktaş orta sahası kuvvetli,sert defans yapan takımlara
karşı,sezon başından beri zorlanıyordu.Ligimizin genelinde bunu başarıyla uygulayan takımlar Beşiktaş'a çelme taktı.Zaten sıralamadaki yeri de bunu doğrular nitelikte.

Shuster bana kalırsa en büyük hatayı Sivok-Ferrari ikilisiyle başlamakla yaptı.Bu oyuncular uzun zamandır beraber oynamıyorlardı.Hal böyle olunca ikili arasındaki uyum sorunu,zaten takım halinde bozuk olan defans hattını daha bir çıkmaza soktu.Buna rağmen D.Kiev'in hazır bir görüntü çizmedi.Hücumda  çok etkili değillerdi.Atılan 4 golün yanıltıcı olduğu kanaatindeyim.4 Golün 3'ü duran toptan,diğeri ise penaltıdan geldi.D.Kiev maç boyunca organize bir atak gerçekleştiremedi desek yeridir.Buna rağmen alınan farklı mağlubiyet düşündürücü.Ama oynanan oyuna baktığımızda maçın hakkı bu skor değildi.

Beşiktaş'ın en iyisi Quaresma idi.Herşeyiyle mücadele etti.Gol attı,pozisyonlar hazırladı ama çabası yetersiz kaldı.Sonuçta futbol takım oyunu.Ofansif olarak tek oyuncuya bağlı kalınmaz.Sonucu da bu olur.Quaresma oynadığı oyunun hakkını alamayınca sinirlenen bir oyuncu.Ligdeki maçlarda da sıkça gördük bunu.Kırmızı kart göreceği aşikardı.Böylesine hırslı,kaliteli bir oyuncunun bizde olmasını çok isterdim.Hoş bizde olsa şu anki konumumuzdan çok farklı olmazdık ama kalite eksikliğimize ilaç olacağı kesindi.

Beşiktaş büyük ihtimalle ligden sonra avrupa defterini de kapattı.Fenerbahçe maçında alınacak bir mağlubiyet,taşları yerinden oynatabilir.Fenerbahçe maçında alınacak galibiyet,kısa süreliğine de olsa kaos ortamını yok eder.Oldukça kritik bir maç olacak her 2 takım açısından.Seyir zevki de yüksek olacak.Şu anki durumlara göre Fb favori gibi gözükse de Beşiktaş gözardı edilmemeli.İçimden bir his Beşiktaş'ın tüm olumsuzlara rağmen bu maçı kazanacağını söylüyor...

16 Şubat 2011 Çarşamba

Aynı Tas Aynı Hamam

Adettendir,ligin sonu yaklaştıkça,şampiyonluk yarışı kızışınca,takımlar birbirine bok atmaya başlar.Ya hakemde bi bokluk vardır,ya kaleci maçı satmıştır,ya takımın biri satmıştır maçı.Yıllardır bu böyledir.Benim sempatiyle baktığım Sadri başkanda bir çıkış yapmış.Babacan Volkan'ın Fenerbahçe-Kayseri maçında yapmış olduğu hatalara,göndermede bulunmuş ve ilaveten aynı hataları bize karşı da yapmasını temenni ediyoruz demiş.Açıkcası ona çok kızamıyorum,şampiyonluk yarışında bu tür açıklamalar her zaman prim yapmıştır.Bunu yapan ne ilk ne de son kişidir.Bu tür açıklamalar kendi başarısızlığını örtbas ettiği gibi rakip takımın başarısını da gölge düşürür.Yanlış anlaşılmasın söylediklerim sadece Sadri Şener özelinde değil,daha önce bu tür açıklamaları yapmış ve yapacak olan herkesi kapsamakta.

Adnan Polat'la başlayan,Yıldırım Demirören ve Sadri Şener'le devam eden bu açıklamalara doğal olarak en büyük tepkiyi Fenerbahçe taraftarları göstermektedir.Ama unuttukları bişey var ki,bunu bu sene başlatan kendi hocaları ve aziz başkanlarıdır.Sanki kendi camialarında bu tür söylemler hiç yapılmamış gibi davranmaları çok şaşırtıcı.Uzun lafın kısası bu tür söylemlerin sonu da yok,rengi de yok...

Samimiyet

Çok değil 2 hafta evvel açık bir hakem hatasıyla öne geçmiştiniz bize karşı.Aleyhine verilen,verilmeyen her karardan sonra,feryat figan hakeme itiraz eden sen,o golden sonra pek te güzel sevinmiştin.Allahın sopası yok,bak hakem hatasından 2 puanın gitti.Adam gibi adam olaydın,attığınız nizami olmayan golden sonra,bi açıklama yapaydın,attığımız gol nizami değil diyeydin.O zaman bu hareketlerinde bi anlamı yok Ertuğrul efendi.Geç bunları...

14 Şubat 2011 Pazartesi

Manisaspor

1994 yılında Manisa'ya taşındığımızda,Manisaspor 3.ligdeydi.Uzunca bir süre,bu ligde orta sıra takımı olarak mücadele ettiler.3.Ligdeyken sık sık giderdim maçlara,ama yarışmacı bir takım olmadığından,çok ta keyif vermezdi.Ta ki Vestel'in sahibi Nazif Zorlu takıma el atana kadar bu böyle gitti.Vestel'in 1999 yılında başlayan bu atağıyla beraber 2004 senesine kadar amacına ulaştı ve süper lige adım attı.Sonrasını malum çoğu futbolsever iyi kötü biliyor.Vestel'in elini takımdan çekmesinden sonra,eldeki yıldız oyuncularında takımdan ayrılmasından sonra süper lige veda eden takım,1 sene aradan sonra tekrar süper lige geri döndü ve şu anda ligin iyi takımı konumundalar.Geçtiğimiz sene ki td tercihlerinden dolayı,uzunca bir süre düşme hattında can çekişen takım,Ankaraspor'un ligden ihraç edilmesi ve Denizli-Diyarbakır'ın olağanüstü kötü performansı sayesinde şansınında yardımıyla ligde kaldı.Sezona ise çok büyük hatayla,takımın başına Hakan Kutlu getirildi.Daha önceki Ankaragücü ve Denizli deneyimlerinde hiç bir başarısı olmayan,çalıştırdığı bu takımlarda devamlılığı yakalayamayan,Hakan Kutlu'nun Manisaspor'a çok şey vermeyeceği aşikardı.Takımın ligin ilk 4 haftasında 0 çekmesi bana göre çok hayırlı oldu Manisaspor adına.Apar topar Hakan Kutlu ile yollar ayrıldı ve takımın başına Hikmet Karaman getirildi.Hikmet Hoca gelir gelmez ilk maçında Trabzon'u deplasmanda devirerek çok önemli bir başarıya imza attı.Daha sonra Beşiktaş ve bizi deplasmanda yenerek büyük sükse yaptı.Yalnız bu dönemde Hikmet Hoca takıma tam olarak hakim olamadığından,anadolu takımlarına karşı iyi sonuçlar alınmadı.Manisa sert defans yapan takımlara karşı zorlandı,ama sürekli hücum düşünen,üstüne gelen büyük takımlara karşı çok etkili oldu.2.Yarının başlamasıyla beraber,Manisaspor daha bir oturmuş görüntü sergiledi.Oynadığı 4 maçtan 3 galibiyet çıkardı ve Fenerbahçe'ye sahasında yenildi.O maçta öne geçmesine rağmen,Kalabane'nin durduk yere yaptırdığı Penaltı yüzünden maçı kaybetti bana göre.Son hafta ise ligin flaş takımı Antalya skoru tam anlamıyla dağıttı ve farklı kazandı.
Şu an için Manisaspor adına herşey güzel gidiyor.Hikmet Karaman takıma çok şey kattı kısa sürede.Benim beklentim bu sürecin uzaması ve Manisa'nın çıtayı yükseltmesidir.Ne var ki Manispor'un en büyük dezavantajı,seyirci desteğinden yoksun mücadele etmesidir.Şehrin yarısı,Galatasaray'lı yarısı Fenerbahçe'li.Bu takımlara olan destek,Manisapor'a verilen destekten çok daha fazla.Misal bir Bursa'da,Eskişehir'de,Kocaeli'de,Sakarya'da olan taraftar profili Manisa'da yok.Bu takım adına önemli bir dezavantaj.Bu durum ancak takımın başarısıyla beraber,gelecek nesillere etki etmesiyle aşılır.Bakarsın belli bir süre gelen başarılar paralelinde şehrin seyirci profilide değişir.Şu an herşey güzel görünüyor.Gelecek Manisaspor adına ne gösterecek,zamanla göreceğiz...

Fenerbahçe 2 Kayseri 0

Adamlar biliyor bu işi.Hoca da değişse,futbolcu da değişse,malzemeci de değişse,adamlar kadıköydeki hedef maçlarda sonuca gitmeyi biliyor.Yine şok presle,müthiş bir baskıyla başladılar,rakip kalecinin mallığından gelen golle daha 3. dakikada maçı kazandılar.Şota'nın gelişinden sonra ayağa pası iyi yapan,sahanın her yerine iyi dağılan ve kaliteli yabancılara sahip,Kayseri hiç bir halt yapamadan ayrıldı sahadan.Bir tek Amrabat'ın çabası vardı,o da yetmedi haliyle ve yenildiler.Fenerbahçe belki bu maçlarda çok çok iyi oynamıyor ama en önemlisi oynatmıyorda.Trabzon'da tıpkı Kayseri'nin bugün düştüğü duruma düşmüştü,90 dakikada futbol adına hiçbirşey yapmadılar,yapamadılar,Fenerbahçe yaptırtmadı.Bu arada Kayseri ne alaka Volkan Babacan'ı almış,anlam veremedim.bildiğin kazma.Fenerbahçe'ye maçı sattı deme sığlığında bulunmayacağım elbet ama adam bildiğin odun çok ta şaşırtmadı beni yaptığı hatalarla.Fenerbahçe kadıköyde kolay kolay puan kaybetmez.Önümüzdeki hafta Bjk maçı çok kritik,onu da kazanırlarsa şampiyonluk yolunda çok önemli adım atarlar...

Seninle Herşey Güzel


Diriliş mi yoksa yalancı bahar mı demiştim,Eskişehir maçından sonra.Gaziantep maçı,Galatasaray'da değişen bir şey olmadığını net bir şekilde ortaya koydu.Eskişehir maçındaki başdöndüren futboldan eser yoktu.Kewell dışında aynı kadro sahadaydı.Genç Anıl Konya'dan sonra tekrar şans bulmuştu.Hem takımın etkisiz oluşu hemde rakip stoperlerin sert oluşundan dolayı,varlık gösteremedi ve ikinci yarı yerini Baroş'a bıraktı.Baroş'un katılımı da pek bir şey ifade etmedi ve silik ötesi bir oyunla kaybettik.Tıpkı daha önceleri kaybettiğimiz gibi.

İşin taktik,teknik yönü umurumda değil,habire aynı şeyleri dile getirmekten yoruldum.Esas olan Galatasaray'ın tarihinin en berbat sezonunu geçirmesidir.Sıradan anadolu takımlarının maskarası olduk,kimse Galatasaray adından korkmuyor artık.Çevremde birçok Galatasaray'lı arkadaşım,artık takımı tutmayacağından bahsediyor.Bir kere böyle taraftarlık olmaz,olmamalı da.Ben de her hafta sonu sinir krizi geçirmekten bir hal oldum,psikolojim bozuldu.Ama herşeye rağmen Galatasaray'lı olmak güzel.Onunla sevinip onunla üzülmek güzel.Galatasaray adının geçtiği her şey güzel.Tüm bunlar gelir geçer,yine başarılı oluruz.Yeter ki sevinmeyi bildiğimiz kadar,üzülmeyi de bilelim ve Galatasaray aşkını sonsuza dek yaşayalım...

6 Şubat 2011 Pazar

Galatasaray 4 Eskişehir 2 /Diriliş mi? Yalancı Bahar mı?

Uzun zamandır bu kadar iyi bir Galatasaray görmemiştim.Berbat futbol ve kötü sonuçların üstüne,böylesine iştahlı ve güzel futbolla beraber gelen galibiyet,bünyeye ilaç gibi geldi.Hagi son 3 maçın aksine Yekta'nın yerine Sabri'yi,sağ beke de Serkan'ı monte etmişti.Oyuna çok hızlı başladık.Açıkcası daha Perşembe zorlu bir maçtan çıkan takımın,uzunca bir süre oyuna bu kadar hakim olmasını beklemiyordum.Hatta galibiyette beklemiyordum.Takımı ilk dakikadan itibaren şaşkınlık ve keyifle izledim.Eskişehir son haftaların formda ekibiydi ve kolay kolay gol yemiyordu.Bu takıma ilk yarıda 3 gol atmak önemli bir olaydı.İkinci yarı 70.dk ya kadar,oyunu iyi tuttuk,farkı arttıracak pozisyonları da bulduk ama değerlendiremedik.O dakikaya kadar müthiş bir efor sarfeden takım,yavaş yavaş yorgunluk belirtileri göstermeye başlamıştı ki,bir anda kalemizde 2 gol birden gördük.Takımın o dakikadan sonra demoralize olup panikleyeceğini düşünürken,yenilen 2 gole çok çabuk reaksiyon gösterip,4.golü aramaya başlaması olumluydu ve Milan Baroş'un golüyle farkı tekrar açtık ve geride kalan dakikalarda,skoru koruyup,güzel futbolla 3 puanı hanemize yazdırdık.
Şimdi önemli olan bu güzel futbolun devamının gelmesi ve takımın geride kalan haftalarda onuruyla,Galatasaray adının hakkını vermesi gerekiyor.Bu anlamda önümüzdeki hafta ki Gaziantep maçı çok ama çok önemli.Geleceğe ümitle bakmamız adına bu güzel futbolu tekrar görmek dileğiyle...

5 Şubat 2011 Cumartesi

Blogger Sorunu (Yardım Lazım)

Yaklaşık 4 gündür kendi Blog'um ve diğer Blog'lara giremiyorum.Netten her yeri taradım,gördüğüm çözüm önerilerini uyguladım ama nafile,hiçbiri sonuç vermedi.Bu sabah kontrol ettiğimde girebiliyordum ama gün içinde yine giremedim,ancak bu saatte(02:30)girebildim.Zannımca internetin seyrek kullanıldığı zamanlarda girebileceğim Blog'lara.Bu duruma kökten çözüm getirecek bir uygulama varsa ve benle paylaşılırsa çok memnun olacağım...